26 Şubat 2014 Çarşamba

Martenitsa.. A Bulgarian Tradition

Merhaba.
Sizlerle paylaşmak isterim.
Mart girmeden...

I would like to share with you a Bulgarian Tradition before March begins 
just  color your wrist..  You may enjoy it. please see below, under Turkish version.. 

    

Martenitsa, 1 Mart'tan başlayarak martın sonuna kadar takılan, beyaz ve kırmızı yünden yapılan bir süstür. Baharın gelişi münasebetiyle geleneksel Baba Marta (Marta Nine) günleri başlar. Çok eskilere dayanan Baba Marta, Bulgaristan’a has bir gelenektir. Bu günde Bulgarlar yakınlarına ve arkadaşlarına “martenitsa” olarak adlandırılan sembolleri, yıl boyu sağlık ve güç dileğiyle hediye ederler. Âdete göre, martenitsalar kırlangıç veya leylek görünceye kadar taşınırlar.
Bu bayram Bulgarcada "Çestita Baba Marta!" şeklinde kutlanır. Baba Marta - Marta Nine, günümüze kadar korunmuş en saygın geleneklerden biridir. Bu takılar, meyve ağaçlarına, evlere, ev hayvanlarına da takılırlar. Bu şekilde yeni başlayan tarım yılının da bereketli ve verimli olması için dilekler tutulur.
Çicek açmış bir ağaca bağlanan bir martenitsa, yaklaşan baharın bir simgesi.
İlk martenitsalar, başka takı ve detaylar kullanmadan, sadece kırmızı beyaz ipliklerden yapılırmış ve nazardan korunmak için insanlara ve hayvanlara takılırmış. Bazı bölgelerde bu bükülmüş kırmızı-beyaz sicime altın veya gümüş para bağlanırmış, bu da hastalıklardan korunmak için bir simge olarak kullanılırmış.
Ağaca bağlanmış başka bir martenitsa
Otantik bir sanat niteliğinde olan halkın güzellik ve estetik duygusu daha geç dönemlerde martenitsalarda da kendini gösterir. Önceleri kırmızı-beyaz yünden yapılan martenitsalara, püskül, top, insan gibi değişik şekiller verilir. Martenitsaların gelmiş geçmiş tarihinde en önemli yere sahip olan şekiller ise; "Pijo ve Penda" adıyla bilinen kırmızı ve beyaz ipten yapılmış kuklalardır.
Martenitsalarda kullanılan beyaz renk uzun ömrü, kırmızı renk ise sağlık ve gücü simgeler.



Martenitsa (Bulgarianмартеница, pronounced [ˈmartɛnit͡sa]MacedonianмартинкаGreek:μάρτηςRomanianmărțișor) is a small piece of adornment, made of white and red yarn and worn from March 1 until around the end of March (or the first time an individual sees a stork, swallow, or budding tree). The name of the holiday is Baba Marta. "Baba" (баба) is the Bulgarian word for "grandmother" and Mart (март) is the Bulgarian word for the month of March. Baba Marta[1] is aBulgarian tradition related to welcoming the upcoming spring. The month of March, according to Bulgarian folklore, marks the beginning of springtime. Therefore, the first day of March is a traditional holiday associated with sending off winter and welcoming spring.
The red and white woven threads symbolize the wish for good health. They are the heralds of the coming of spring in Bulgaria and life in general. While white as a color symbolizes purity, red is a symbol of life and passion, thus some ethnologists have proposed that, in its very origins, the custom might have reminded people of the constant cycle of life and death, the balance of good and evil, and of the sorrow and happiness in human life.
Blossoming Magnolia full of tied martenitsi

Martenitsi are always given as gifts. Tradition dictates that people never buy martenitsi for themselves. They are given to loved ones, friends, and those people to whom one feels close. They are worn on clothing, or around the wrist or neck, until the wearer sees a stork or swallow returning from migration, or a blossoming tree, and then removes the Martenitsa and hangs it on a blossoming tree.



25 Şubat 2014 Salı

FARKINDALIK ... FARKINDA MISIN?


Merhaba.

Gündem kaynar kazan.
Biraz kafanız dağılsın isterim.


Ne kadar farkındasınız bilemiyorum.
Bugün, gün günlerden yarın olunca. Yani ,  işi daha karmaşık anlatmak gerekirse,  yarın artık bugün olunca.
Bugünde dün olacak.
Peki , yarından bugüne bakınca nasıl bir dün görmek istiyorsunuz.
Düşündünüz mü.
Düşünün .
Karar verin.
Uygulayın.
Bi zahmet.

Kendiniz için yapacaklarınızın sonu ve sınırı olmasın.

Şu hayatta kendinizden değerli neyiniz var..

Hayatı kendiniz için yokuşa sürmeyin. Biraz rahatlayın.

Sevgiler,
Hope



24 Şubat 2014 Pazartesi

Hayat... Life


Merhaba.

Güzel bir hafta dilerim.

Kendinizi her zaman çok keyifli hissetmeniz gerekmez.
Her şey her zaman dört dörtlük olmayabilir.

Düşünün. Fark edin.
İyi , kötü her şey sizin için var.
Size rağmen, Size karşı değil. Sizin için.

Sabah çok sıkıcı bir toplantım vardı. ama çoook sıkıcı. pöööhh dedirtici.
Dışarıdan bakınca suratı asık sevimli bir köpek gibi gözüktüğüme emindim.
Kendi halimi düşününce gülümsemek geldi.
Şuna bakın yaa çok tatlı değil mi. acık çirkincene belki. varsın olsun. bezgin yüz ifadesiye
insanın yüzünü güldürüyor. ayy sen neye dertlendin öyle.. :)))



Beraber sıkılırken bile eğleneceğiniz insanlarla  arkadaş olun.

Sevgiler
Hope









23 Şubat 2014 Pazar

ZAMAN... TIME

Merhaba.
Bugün günlerden pazar.
Akşam yatmadan önce son düşündüğüm şey, zamandı. harcanıp giden zaman.
Şu hayatta hesapsızca harcadığımız ilk bir kaç kalemin başında zaman yeralıyor bence.
Hem bedava hemde çok değerli bir şey zaman. "şey"dedim çünkü zaman için ne denebilir ki.
Biz dursakda. hiç kıpırdamasakda. bir şeylerle uğraşsakda geçer. Bizden bağımsız. Kendi yoluna devam eder. Biz o'nun peşinde koşarız.
Herkesin zamanı vardır. Bu zaman herkes için,  kendi yaşamı için de , kendi değerleri ölçücünde; kendi bilgileri, doğruları çerçevesinde ; değerli. önemlidir. Zaman hem tek hemde çoktur.

Zamanınızın değerini bilin.

Sevgiler,

Hope


22 Şubat 2014 Cumartesi

İLK MERHABA.UMUT.

Merhaba. Ben Hope.

Bu ilk blogum ve ilk yazım. Bundan sonra buradan sizlerle  günlük yaşama dair deneyim ve fikirlerimi paylaşacağım. Hemen her konuda ufak tefek bir şeyler bulabileceksiniz.

İlkler heyecanlı, ürkütücü ama güzeldir. Yeni hep güzeldir. Çünkü içinde umudu barındırır.
Temizdir.  Büyük ve güzel şeyler vaadeder. Ve her zaman bizim bu vaadlere ihtiyacımız vardır. 

Seneler evvel umut üzerine bir yazı okumuştum. Aklımda kaldığınca aktarmak isterim ; Umut, solmuş bir bahçede küçük minik yeşil taze bir filiz gibidir ve ben mantıksız bir umudu mantıklı bir umutsuzluğa tercih ederim denmişti. Gerçektende benim için doğru bir söz. umudumuzu yitirdiğimiz anda çökmez mi omuzlar. içimiz kararıp solmaz mı gün ışığımız. 

Umudunuz hiç bitmesin. Işığınız hiç sönmesin. Bahçenizde hep küçük yeşil taze bir filiz olsun. 

Sevgi ile kalın.

Hope.